Aşağıdaki yazı 29 Ağustos 2017’de yazılmıştı. Buğday‘ın ‘bizim’ dediğimiz Malatya Film Festivali dahil “yerel” festivallerde gördüğü muamele ve en son İstanbul Film Festivali’nde kasıtlı görmezden gelinmesi üzerine yazıyı tekrar ve bir ön-not ile yayımlamayı uygun gördüm. Bu bir “ben söylemiştim” yazısı değil elbette! Daha çok Türkiye ve dünyadaki film festivallerini biliyor olmanın getirdiği ve “yeniden […]
Nisan 4, 2018
Genç olmak, hesap-kitap, zarar-kâr terazilerine karşı, bazen yanlış da olsa, çoğu zaman derinliksiz de olsa, isyan etmek demektir. Gençliğin ruhu derinliğinde değil, önünü sonunu düşünmeyen çıkarsızlığındadır… Hesap kitapla davranmak, birisiyle kişisel ilişki kurarken dahi kâr-zarar bilançosunu çalıştırmak, haksızlık karşısında söz söylemeye niyetlenmeden önce dahi bunun kendisine ne tür bir fayda ya da zarar getireceğinin hesabını […]
Mart 14, 2018
“Kınıfır bed renk olur / Aşka düşen denk olur İsterem başıya gele Göresen ne renk olur.” “İki ay kadar önce kendilerine misafir olduğum ve çok sevdiğim Urfalı kardeşlerime selam, sevgi ve dua ile…” Takip edenler bileceklerdir; dizileri çok sert eleştirir, dizilerin, genellikle izleyicilerinin zaaflarını kullanan ticari pornografiler olduğunu düşünürüm. Bu yazıyı yazma sebebim, bir istisnaya, […]
Şubat 26, 2018
Anne öldü mü çocuk Bahçenin en yalnız köşesinde Elinde siyah bir çubuk Ağzında küçük bir leke Çocuk öldü mü güneş Simsiyah görünüyor gözüne Elinde bir ip nereye Bilmez bağlayacağını anne Kaçar herkesten Durmaz bir yerde Anne ölünce çocuk Çocuk ölünce anne (Sezai Karakoç) Annesini kaybetti mi, bütün mutlulukları, uğursuzca lekelenir çocuk için. […]
Ocak 17, 2018
6 Şubat Salı günü ilk dersi olmak üzere 2 haftada bir Ramazan’a kadar sürecek “deneme amaçlı” bir program başlatıyoruz. Program hem gelenlerin, hem de dersi verecek olan bizlerin beklentisini karşılarsa, Ekim, Kasım gibi başlayacak ve bir yıl boyunca her hafta olacak ve belirli bir döneminden sonra uygulamaya yönelik insan yetiştirmeyi de amaçlayacak bir şekle dönüştürülecek. […]
Ocak 15, 2018
On Body and Soul (2017) – Ildiko Enyedi Bazen bir film hakkında emin olmak için ikinci defa izlemek gerekiyor. Enyedi’nin filmi hakkında biraz da ağır bir yazı yazmıştım, ilk izlememden sonra. (https://envergulsen.wordpress.com/2017/12/26/birkac-yeni-ve-film-uzerine-kisa-notlar-2/) Ancak ikinci izleyişim film hakkındaki temel görüşlerimde kimi revizyonlara gitmeme sebep oldu. Evet, Beden ve Ruh temel olarak “maneviyat ve zemin” meselesini önümüze […]
Aralık 26, 2017
Happy End (2017) – Michael Haneke “Kötülüğün sıradanlığını” Arendt yazdıysa Haneke de çekmiş, denebilir. Her gün gözümüzün önünden geçip giden “sıradanlığın” kozasında(n) beslenen çürümeyi hiçbir yönetmen Haneke kadar güçlü tasvir edemedi şimdiye kadar. Haneke’nin tasvir ettiği şey, özelde Batı’nın, genelde de modernliğin ve onun bir üst modeli olan post/ultra-modernitenin insanlığı düşürdüğü bataklıktı hep. Bu bataklıkta […]
Nisan 20, 2018
0